AYDIN AKTAŞ'ın BLOGU

Pazartesi, Şubat 13, 2006

ALTIN TOP

Zengin bir ailenin fakir bir komşusu varmış. Evlerindeki saadetin dalgalanmaları, zengin ailelerin duvarlarını aşarak kulaklarına kadar ulaşırmış. Akşam olunca fakir ailenin evindeki gülme ve saadeti duyunca zengin komşu gıpta edermiş. Bir gün karısına demiş ki:
- Biz bu kadar zengin olduğumuz halde neden neşemiz yok? Sen yarın fakir komşumuzun hanımından sor bakalım, saadetlerinin sebebi ne ise, bizde onlar gibi saadete nail olmaya çalışalım.
Kadın sabah olunca fakir komşusunu ziyarete giderek, konuşma sırasında evlerindeki saadetin sebebinden sual açmış, fakir komşunun karısı demiş ki:
- Bizim küçük bir altın topumuz var. Akşam olunca ben kocama oda bana altın topu atarak oynar eğleşiriz.
Akşam olunca zenginin karısı meseleyi kocasına anlatmış. Adam ertesi gün kuyumcuya giderek altın bir top yapmasını istemiş. Topu aldığı günün akşamı karısı ile karşı karşıya oturup altın topu birbirlerine atmaya başlarlar. Hayal ettikleri neşe bir türlü doğmamış… Hatta madeni ağırlığı sebebiyle canları yanmış; sert atışlar yüzünden topun isabet ettiği vücutları, yer yer morarmış. Sabah olu olmaz zenginin karısı, acelece fakirin ailesine sormuş:
- Biz senin dediğin altın topu yaptırdık, fakat neşelenemedik, dedi. Fakir komşusu:
- A komşum, o bildiğin gibi top değil. Sarı saçlı masum bakışlı bir yavrumuz var, biz ona “Altın Top” diyoruz. Akşam olunca, kah benim kucağımda kah babasına koşar ve b,izi eğlendirir. Onunla meşgul olurken yorgunluğumuzu unutur, neşeleniriz, cevabını verdi.
Binaya konulan harç nasıl tuğlaları kaynaştırırsa, evlat da karı ve kocayı birbirine bağlar.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home